Ağaçlar doğanın akciğerleridir. Biz onların güzelliğinin, gölgesinin, varlıklarının meyvelerinin tadını çıkarırken onlar sessizce havayı temizlemeye çalışıyorlar. Tüm bitkilerin karbon alıp oksijen bıraktığı doğal süreç, bize sadece nefes almak için temiz hava vermekle kalmaz, aynı zamanda küresel ısınmaya katkıda bulunan karbonu da depolar.
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, araç kullanmak ve üretim gibi insan faaliyetlerinin bir sonucu olan bu tür sera gazlarına çözüm bulma yarışında. Güneş panelleri, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları ve elektrikli araçlara yönelik baskı dikkat çekerken, çözüm denkleminin bir başka parçasının da ağaçlar olduğu aşikar. Basit gerçek şu ki, ağaç dikmek iklim değişikliğine karşı mücadelede önemli yeri olan bir araçtır.
İngiltere menşeili Compare The Market (Piyasaya Karşılaştır) isimli websitesi, dünyanın dört bir yanındaki başkentlerin atmosfere katkıda bulundukları karbon emisyonunu dengelemek için yıllık olarak dikmeleri gereken ağaç sayısıyla ilgili en son araştırmasını sundu.
Çalışma, emisyon seviyelerini ölçen Küresel Karbon Atlası Küresel Şehir Emisyonları veri seti aracılığıyla elde edilen bilgilere dayanıyor.
Büyük şehirler karbon emisyonlarının oluşumunu tersine çevirmek, yavaşlatmak ve durdurmak için çalışırken, bunları dengelemek için tahmini ağaç sayısı nedir? Hangi ülkeler en yüksek katkıyı sağlıyor ve hangileri en düşük çevresel etkiye sahip? sorularının cevabını araştırma sonuçlarına bakarak bulmak mümkün oluyor.
İstanbul Karbon Emisyonu En Yüksek Olan Şehirler Arasında 4. Sırada
Araştırma sonuçlarına göre dünya şehirleri arasında en çok ağaç dikmesi gereken şehirlerden 4’üncüsü İstanbul. Buna göre İstanbul’un yıllık karbon emisyonunu telafi edebilmesi için her yıl 7,439,827 ağaç dikmesi gerekiyor.
Verilere göre Asya’nın atması gereken önemli adımlar var çünkü en çok karbon salan on başkentten beşi Asya’da.
Compare The Market’in enerji sözcüsü yaptığı konuşmada, “Karbon nötr olmak, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler için temel bir hedeftir ve 2050 ve sonrasında bu hedefe ulaşmak için taahhütler verildiğinden, acil eyleme ihtiyaç vardır. Üzerinde çalıştığımız yollardan biri, ekosistemi ve vahşi yaşamı desteklemenin ek faydalarıyla birlikte CO2’yi emmek için harika olan ağaçlar dikerek emisyonları dengelemek.” dedi.
Ağaç denkleştirme hesaplaması, Carbonify.com’un karbondioksit emisyonu hesaplayıcısından alınan bilgilere dayanıyor. Tahminler, dikilen beş ağacın üretilen her bir ton karbondioksiti temizleyebileceği varsayımına dayanıyor.
Araştırmanın paylaştığı bir diğer veri ise, “Nemli tropik bölgelere dikilen bir ağaç, 40 yıl boyunca yılda ortalama 50 pound (22 kg) karbondioksit emer – her ağaç ömrü boyunca 1 ton CO2 emer; ancak ağaçlar büyüdükçe kaynaklar için rekabet ederler ve bazıları ölebilir veya yok olabilir – dolayısıyla hepsi tam karbon tutma potansiyeline ulaşamayacaktır.” şeklinde.
Reykjavik, İzlanda, yılda toplam 346.630 tCO2 emisyonu ile çalışmada en az karbon salan sermaye. Kentin hala yapacak işleri olsa da, ayak izini dengelemek için yılda 69.326 ağaç dikiyor. Çalışmadaki tüm şehirler arasında Reykjavik, 500.000 tCO2 üretilen işaretinin altına düşen tek şehir. Yaklaşık 70.000 ağaç hala çok fazla olsa da, karbon emisyonlarını dengelemek için yılda 100.000 ağacın altında bir tahmine sahip olan tek şehir olarak görülüyor.
Yeni Zelanda, yıllık 621.179 tCO2 emisyonu ile karbon kontrolünde ikinci sırada yer alıyor. Wellington’ın bunu etkisiz hale getirmesi için yılda 124.236 ağaç dikmesi gerekecek. Basel, İsviçre, 783.932 tCO2 ayak izini dengelemek için 156.786 ağaç dikmek için üçüncü en düşük sayıya sahip.
Çalışma, karbon salımını azaltmak için bir dizi seçenekten bir araç sunuyor. Tek başına ağaç dikmek sürdürülebilir bir çözüm değil, yalnızca yenilenebilir enerjiye veya geri dönüşüme odaklanmak da değil. Dünya liderleri tarafından belirlenen hedeflere ulaşmak için, bir dizi çevresel alanda pek çok eylem gerçekleştirilmesi gerekiyor ve bunun için her bireyin elini taşın altına koyması oldukça önemli.
Kaynak: Inhabitat