Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) raporunda Türkiye, 2023 yılında “çalışanlar için en kötü 10 ülke” arasında yer aldı. Türkiye son iki yıl da aynı kategoride gösterildi.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 148 ülkeyi kapsayan raporuna göre Türkiye, 2023 yılında “çalışanlar için en kötü 10 ülke” arasında gösterildi.
Raporda, “işçilerin özgürlükleri ve hakları acımasızca saldırıya uğramaya devam etti, polis protestoları bastırdı ve sendika liderleri keyfi olarak tutuklandı” denildi.
Türkiye, Küresel Haklar Endeksi’nde “işçi haklarının garanti altında olmadığı” anlamına gelen 5. grupta yer aldı. Endekste “Çalışanlar için en kötü 10 ülke” şu şekilde sıralandı: Bangladeş, Belarus, Ekvador, Mısır, Esvatini, Guatemala, Myanmar, Filipinler, Tunus ve Türkiye.
Türkiye, son iki yıl da bu kategoride gösterilmişti. Raporda, Türkiye’de işverenlerin “örgütlenmeye çalışan işçileri metodik olarak işten çıkardığı” kaydedildi.
İşçilerin hakları, sadece bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında değil, aynı zamanda küresel düzeyde sürdürülebilirliği sağlamak için de hayati öneme sahiptir. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için, işçilerin daha iyi koşullarda yaşamalarını ve çalışmalarını sağlamak gerekmektedir.
Yeşil dönüşüm sürecinde, işçilerin değişen ihtiyaçları ve koşulları göz önünde bulundurulmalıdır. Daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için yapılan bu dönüşümde, işçilerin emeği ve katkıları hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, işçilerin bu süreçte daha iyi koşullarda çalışmalarını sağlamak ve onların haklarını korumak, sadece adil bir toplum için değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek için de zorunludur.
Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için işçi haklarının iyileştirilmesi, acil bir öncelik haline gelmelidir. İşçilerin daha iyi koşullarda yaşamaları ve çalışmaları, hem ekonomik büyümeyi destekleyecek hem de toplumsal adaleti sağlayacaktır. Bu nedenle, işçi haklarının güçlendirilmesi için etkili politikaların hayata geçirilmesi ve işverenlerin sorumluluk alması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, Türkiye ve dünya genelinde daha sürdürülebilir bir gelecek mümkün olacaktır.
Adil dönüşüm, sadece işçi haklarının güçlendirilmesini değil, aynı zamanda çevre dostu ve sürdürülebilir ekonomik faaliyetlere geçişi de içerir. Özellikle kömür madenleri gibi endüstrilerde çalışan işçilerin, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı temiz işlere geçişi desteklenmelidir. Bu geçiş, hem işçilerin sağlığını ve güvenliğini koruyacak hem de çevreye verilen zararı azaltacaktır. Yenilenebilir enerji sektöründe iş imkanlarının artırılması ve eğitim programlarının sağlanmasıyla, işçilerin becerilerini yeniden değerlendirmeleri ve daha sürdürülebilir işlere geçiş yapmaları kolaylaştırılabilir. Böylelikle, adil dönüşüm sadece işçi haklarının iyileştirilmesini değil, aynı zamanda çevresel ve ekonomik açıdan daha sürdürülebilir bir geleceğin inşasını da teşvik edecektir.
Düşüncelerinizi Paylaşın