Dünya Okyanus Günü‘nün bu yılki teması Plastik Kapanından Çıkış : Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak başlığıydı. Özellikle Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan bir raporda çoğunluğunu plastik katı maddelerin oluşturduğu atıkların Akdeniz’e zarar verdiği dikkat çekiyor. Üstelik rapor detaylarına inildikçe daha ilginç noktalara da temas ediyor. Bu noktalar arasında dikkat çeken ise Akdeniz’i en çok kirleten toplum olarak Türkler ilk sırada başı çekiyor.
Her yıl serinlemek için denize koşan ve tatilini burada geçiren tatilcilerin hunharca Akdeniz’e attıkları şişeler, sigara izmaritleri, katı ambalajlar başta gelmek üzere sadece bir günde dudak uçuklatan plastik maddeler denizden çıkarılıyor. Bu da denizi kirletenlerin en çok Türkler olduğu gerçeğini bir kere daha ortaya koymuş oluyor.
1 Günde Tam 144 Ton Plastik Atık Akdeniz’e Atılıyor
1 günde tam 144 ton plastik atık çıkarılan Akdeniz’de Türkiye kıyısındaki bu sayı gerçekten de dudak uçuklatan cinsten. Özellikle her yaz sezonunda bu dudak uçuklatan sayının meydana gelmesiyle tatilcilerin bilinçsizce ya da kasıtlı olarak doğaya ve Akdeniz’e zarar verdikleri bu doğa tahribatı yetkililerin bu konuya maddi ve manevi yaptırımlar getirmesini öngörüyor. Henüz bu yönde caydırıcı nitelik taşıyacak maddi ve manevi yaptırımlar bulunmuyor. Bu durum da insanların bilinçsizce halen aynı tahribata ve yıkıma devam ettikleri gerçeğini bir kez daha ortaya koymaya devam ediyor.
Sigara İzmariti 5 Yıl Akdeniz’de Kalıyor
Raporun detayları okundukça ne kadar da bilinçsiz davranıldığının resmi bir kere daha ortaya konuluyor. Nitekim sigara izmaritleri atıklarının tam 5 yıl boyunca denizde kaldıkları ve bunların temizleme işlemlerinin 5 yıldır sürdüğü belirtildi. Bunun dışında plastik poşetler 20 yıl, plastik bardaklar 50 yıl ve balık ağları yani misinalar ise 600 yıl boyunca denizde kalıyor. Bu da başta deniz canlıları olmak üzere temiz su ihtiyacına da gölge düşürüyor. İşte bu sorunun önüne geçilebilmesi adına yetkili mercilerin konuya bir an önce el atması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Torba, sigara izmariti, şişe, şişe kapağı, balon veya pipet gibi büyük parçalardan oluşan makroplastik atıklar plastik kirliliğinin gözle görünen kısmı. Deniz yaşamını en çok etkileyen ve en tehlikeli atık türü, büyüklüğü 5 milimetrenin altında olan mikroplastikler.
Mikroplastiklerin büyük bölümü, dalgalar, rüzgar veya ultraviyole ışınların etkisi ile büyük plastik atıkların aşınarak parçalanması sonucu doğrudan denizde oluşuyor. Diğer mikroplastikler ya özel olarak üretilmiş parçacıklar (örneğin, plastik üretiminde kullanılan küçük plastik boncuklar, sabun, yüz temizleme jeli, diş macunu ve krem gibi kozmetik ürünlerindeki mikro kapsüller) ya da istenmeden ortaya çıkan parçacıklardan (örneğin, lastik tozu veya sentetik iplerden üretilmiş kıyafetlerin kullanımı veya yıkanması sırasında ortaya çıkan parçalar) oluşuyor.
Mikroplastiklerin yaşamımıza olan olumsuz etkisi ne yazık ki yalnızca deniz yaşamıyla sınırlı değil. Hava, musluk suyu, şişelenmiş su, tuz, bira ve bal gibi gıda ve içeceklerin içine kadar giriyor.
Mutlaka Okuyun: Plastik İçiyoruz! İçme Suyunda Mikroplastik Tehlikesi
Mutlaka Okuyun: 11 Büyük Markanın Suyunda Plastik Bulundu
Her yıl denizlere atılan 10 ila 20 milyon ton plastik atığın deniz ekosistemlerine verdiği zararın ekonomik maliyetinin 13 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam balıkçılık ve turizm sektörlerinde görülen maddi zarar ile birlikte kıyıların temizlenmesi için harcanan zamanı da kapsıyor.
Benzer: Okyanuslarda %99 Oranında Kayıp Olan Mikroplastiğin Keşfi İçin Yeni Bir Yöntem Geliştirildi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Mersin ve İskenderun körfezlerinde yaptığı araştırma sonucunda, 28 türe ait 1337 balığın yüzde 58’inin sindirim sisteminde mikroplastik bulundu. Balıkların midelerinde bulunan parçacıkların %70’i fiber iplik, %20.8’i sert plastik, %2,7’si naylon, %0.8’i kauçuk ve %5.5’i ise tanımlanamayan plastik olarak tespit edildi.
Raporda Şaşırtan Ülkeler
Medeniyet bilincine ulaştıklarını ve çağdaş olduklarını iddia eden Batılı toplumların da doğayı kirletmede Türklerden geri kaldığı söylenemez. Nitekim Türklerden sonra İspanyollar 126 ton atıkla ikinci sırada, İtalyanlar 90 ton atıkla üçüncü sırayı çekiyor.