Dünyanın en popüler şişelenmiş su markaları için yapılan analizler, suların neredeyse tamamında küçük plastik parçacıklar olduğunu gösteriyor.
Orb Media şirketinin, New York Eyalet Üniversitesi’nde bulunan bilim adamları aracılığı ile yürüttüğü araştırma, dokuz ülkede, 11 farklı markadaki 250 şişe üzerinde yapıldı. Sonuçlar oldukça vahim, satılan her litre suda insan saçından daha kalın boyutlarda yaklaşık 10 plastik partikül bulundu. Test edilen 250 şişeden yalnızca 17 tanesinde plastik parçacığa rastlanmadı.
BBC’ye yapılan açıklamada, teste tabi tutulan şirketlerin şişeleme tesislerinin yüksek standartlarda olduğu belirtildi.
Araştırmayı yürüten New York Eyalet Üniversitesi kimya profesörü Sherri Mason, “Test ettiğimiz her marka ve şişede plastik bulduk. Bu araştırma belirli markaları karalama amaçlı değil, plastiğin toplumumuzda yaygın kullanımı ve bilinçsiz tüketimin sonuçlarının nerelere varabildiğini gösteriyor.”
Mikro plastik olarak adlandırılan küçük plastik parçacıkları yutmanın sağlığa zarar verdiğine dair henüz bir kanıt bulunmuyor. Ancak uzmanlar, mikro plastiklerin üzerinde barındırdığı kimyasallar ve hastalık yapıcı mikropların yanında, hücrelerin içine girip organlara zarar veren daha küçük nano plastik parçacıklardan endişe duyuyor.
Musluk Suyuna Oranla İki Kat Daha Fazla Mikro Plastik Bulunuyor
Orb Media şirketi 2017 yılı sonlarında yürüttüğü bir diğer araştırmada, çeşitli ülkelerin musluk sularında mikro plastik parçacıklar bulduğunu açıklamıştı. Yapılan yeni araştırma şişelenmiş sularda, musluk sularına oranla iki kat daha fazla mikro plastik parçacığa rastlandığını ortaya koyuyor.
Profesör Mason araştırma sonuçları için, “Felaket değil ama sayı olarak baktığımızda kaygı verici” dedi.
Uzmanlar BBC’ye, musluk suyunun kirlenebileceği gelişmekte olan ülkelerdeki insanların plastik şişelerden su içmeye devam etmeleri gerektiğini belirttiler.
Mikro Plastikler İçin Bir Düzenleme Yok
Bulgular hakkında yorum yapmak için temasa geçilen şişe su markaları, ürünlerinin güvenlik ve kalite için en yüksek standartları uyguladıklarını belirtiyor.
Firmalar ayrıca, mikro plastiklerle ilgili herhangi bir yönetmelik olmadığına ve suların test edilmesi için standart yöntemler kullanılmadığına dikkat çekiyor.
Havada Bile Mikro Plastik Bulunuyor
Profesör Mason, geçtiğimiz yıl musluk suyu için yaptığı çalışmada plastik parçalara rastlarken diğer araştırmacılar da, deniz ürünlerinde, birada, şekerde, balda, deniz tuzunda ve hatta havada bile plastik maddelere rastlandığını duyurmuştu.
Yapılan bu testler, şişe sularda bugüne kadar yapılan en büyük araştırma olarak kabul ediliyor. Bilim adamları, sudaki partikülleri floresanlamak için Nil Kırmızı adı verilen boyayı kullandılar. Profesör Mason ve araştırmacılar boyalı örnekleri filtreleyerek, insan saçının bir telinin çapına denk gelen 100 mikrondan büyük her parçayı saydı.
Parçacıkların bileşenleri teyit edilmedi ama Prof Mason ‘plastik olduklarını’ düşünmenin akla yatkın olduğunu söyledi.
Bunun nedeni, Nil Kırmızı boyasının plastikten başka maddelere (kabuk veya yosun içeren lipidler gibi) bağlanabilmesine rağmen bunların şişelenmiş sularda bulunmasının muhtemel olmamasıdır.
Bulunan En Yaygın Plastik Türü Polipropilen
Araştırmaya göre, şişe sularda bulunan en yaygın plastik parça türünün polipropilen olduğu ortaya çıktı. Polipropilen, otomotiv sanayinde kullanılan parçalardan, tekstil ve yiyecek ambalajlarına kadar çok geniş kullanım alanı olan termoplastik bir polimerdir. Yaygın olarak şişe kapaklarında kullanılan bu plastiğin farklı bir araştırmada, okyanus sularında da oldukça yaygın olarak bulunduğu saptanmıştı.
ABD, Çin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Meksika, Lübnan, Kenya ve Tayland’dan getirildi.
Araştırmada 11 farklı küresel ve ulusal şişe su markası test edildi. Bu ülkeler arasında ABD, Çin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Meksika, Lübnan, Kenya ve Tayland bulunuyor.
Test Edilen uluslararası markalar:
Nestle Pure Life
Evian (Danone)
Aqua (Danone)
San Pellegrino (Nestlé)
Aquafina (Pepsico)
Dasani (Coca-Cola)
San Pellegrino
Test edilen ulusal markalar:
Aqua (Endonezya)
Bisleri (Hindistan)
Epura (Meksika)
Gerolsteiner (Almanya)
Minalba (Brezilya)
Wahaha (Çin)
Herhangi bir kirlenme riskini ortadan kaldırmak için, mağazalardan satın alınma süreci ve kurye şirketlerine yapılan teslimat süreçlerinin görüntüleri kaydedildi.
Çalışma, henüz bilimsel bir dergide yayınlanmadı. Bu nedenle konu uzmanlara danışıldı.
İngiltere Gıda Standartları Kurumu kurucu üyesi Michael Walker da araştırmanın ‘çok iyi yapıldığını’ ve Nil kırmızısı boyası kullanımının doğru bir tercih olduğun ifade etti.
Uzmanlar, 100 mikrondan küçük parçacıkların plastik olarak tanımlanamayacağını ancak alternatiflerinin de plastik su şişelerinde bulunma ihtimali zayıf olduğundan en doğru ifadenin ‘büyük ihtimalle plastik’ olduğunu belirtti.
Bu Plastikler Nereden Geliyor
En çok sorulan sorulardan biri ise ‘bu plastik parçalarının’ nereden geldiği oldu.
İlginizi Çekebilir: Plastik Kullanımını Azaltacak 10 Müthiş Öneri
Şişe kapaklarında kullanılan polipropilen miktarı göz önünde bulundurulduğunda, yanıtlardan biri, şişenin kapağı açılırken suyun içine düşen parçacıklar olabileceği yönünde.
Konuyla İlgili Şirketler Ne Diyor?
BBC konuyla ilgili şirketler ile temasa geçti ve cevapları da paylaştı.
Nestle, mikroplastik testlerin iki yıldan beri sürdürdüğünü ancak ‘izleme düzeyinin üzerinde maddeler tespit edilmediğini’ belirtti.
Coca-Cola, sektördeki en yüksek standartlara sahip olduklarını ve suyun yıllardır çok aşamalı filtreleme sürecinden geçtiğini belirtti. Ancak mikropartiküller her yerde olduğundan şişeleme işlemi sırasında ürünün ortam havasına veya ambalaj malzemelerine girme olasılığı tamamen ortadan kaldırılamayacağını da belirtti.
Danone, ‘araştırma metodunun yeterince açık olmaması gerekçesi ile yorum yapmayacaklarını, şişe sularında da ‘gıda seviyesinde ambalajlama’ yapıldığını vurguladı.
Garolsteiner de son yıllarda sularında mikroplastik testleri yaptıklarını ve sonuçların da, ürünlerindeki mikroplastiklerin ilaç bilimi şirketlerinin belirlediği seviyelerin çok daha altında kaldığını söyledi.
PepsiCo, Aquafina’nın “güvenli bir ürün veren hijyenik üretim uygulamaları, filtrasyon ve diğer gıda güvenliği mekanizmaları için titiz kalite kontrol önlemleri” aldığını söyledi.
Ayrıca mikroplastik bilimini, “daha fazla bilimsel analiz, hakemli araştırmalar ve birçok paydaş arasında daha fazla işbirliği gerektiren yeni bir alan” olarak tanımladı.
Kaynak: BBC, The Guardian