Dünyamız plastik atıkların tehdidi ile karşı karşıya. Denizler ve okyanuslar, mikroplastik olarak adlandırılan gözle görünemeyecek boyuttaki atıklar ile dolu. Öyle ki musluğumuzdan akan suyun içinde bile %83 gibi ciddi bir oranda mikroplastik bulunuyor.
5 milimetreden küçük plastik parçaları mikroplastikleri oluşturmaktadır. Mikroplastik, sentetik elyaf liflerinin ve tek kullanımlık poşet ve şişelerin parçalanması sonucu oluşmaktadır. Bunun yanı sıra yüz yıkama jelleri ve diğer kozmetik ürünlerin içinde yer alan ve “mikro kapsül” olarak adlandırılan parçacıklar da mikroplastiktir.
Bilim insanları mikroplastiklerin tespit edilememesi nedeni ile oldukça tehlikeli olduğunu vurguluyor. Yapılan geçmiş araştırmalar suyun içine karışan plastik atığın yalnızca yüzde 1’inin tespit edilebileceğini ortaya koyuyordu.
Ancak İngiltere’de bulunan Warwick Üniversitesi’nden araştırmacılar, floresan boyaları kullanarak yüzde 99’luk kaybı önlemeye ve soruna ışık tutmaya karar verdiler.
Warwick Üniversitesi’nden Gabriel Erni-Cassola ve Joseph A. Christie-Oleza, yeni tekniğin insan saçının bir teli kalınlığında olan 20 mikrometre kadar küçük bir mikroplastiği bile algılayabileceğini iddia ediyor.
Üretilen boya sadece plastikle bağlanacak ve “etiketli” mikro plastikler, floresan mikroskop altında görüntülendiğinde diğer doğal malzemeler arasında kolayca görünebilecek.
İngiltere’nin bir şehri olan Plymouth çevresindeki kıyılardan, yüzey deniz suyu örnekleri ve plaj kumu örnekleri alan ve yeni metodu test eden bilim insanları, geleneksel yöntemlerle elde edilenden dramatik bir şekilde çok daha fazla sayıda mikroplastik ile karşılaştıklarını belirtiyor.
Erni-Cassola, “Bu yöntemi kullanarak, deniz suyunda veya herhangi bir çevresel numunede küçük mikro plastiklerin miktarları hakkında çok kısa sürede veri elde etmek mümkün olacak. Hatta bir dizi numune, hızlı ve etkin bir şekilde analiz edilebilir. Mikroplastiklerin miktarını değerlendirmek için kullanılan mevcut yöntemler, çoğunlukla örneklerin birinden manuel olarak teker teker toplamadan ibaret. Bu yöntem hem zamandan kazandıracak hem de efektif sonuçlar ortaya koyacak.” diyor.
1 mm’den Az Olan En Fazla Mikroplastik Polipropilen (PP)
Warwick ekibi ayrıca, çapı 1 mm’den az olan en fazla mikroplastiği, polipropilenin oluşturduğunu keşfetti. Polipropilen, otomotiv sanayinde kullanılan parçalardan, tekstil ve yiyecek ambalajlarına kadar çok geniş kullanım alanı olan termoplastik bir polimerdir.
Bilim adamları, “bu bulgu, tüketici alışkanlıklarının okyanusları doğrudan etkilediğini kanıtlıyor” açıklamasında bulundu.
Christie-Oleza, araştırmanın henüz başlangıç olduğunu, geliştirilip farklı yöntemler ile birleştirilebileceğini belirtiyor.
Ayrıca bu yöntemin ön bulguları teyit etmek için gelecekteki bilimsel araştırmalarda uygulanması gerektiğini dile getiren Oleza. “Plastik atıkların gelecekteki politikaları doğru bir şekilde değerlendirmek için çevrede nasıl davrandığını anlamak önemlidir. ” diyor.
Düşüncelerinizi Paylaşın