“As You Sow” ile Kanada merkezli “Corporate Knights’ın” ortaklaşa hazırladığı “2024 Clean200” raporuna göre, geçen yıl dünyada temiz enerji teknolojilerinden önemli kazanç sağlayan ve borsada işlem gören en büyük 200 şirketin toplam geliri 2,24 trilyon dolar oldu.
Listede 55 şirket ile sanayi sektöründe iş yapan firmalar ilk sırada yer alırken, sektör bazında en yüksek geliri toplam 643 milyar dolar ile 29 bilgi teknolojileri firmasının sağladığı görüldü.
İklim değişikliğiyle mücadele ve temiz teknolojilere yönelimin artmasıyla son dönemde temiz enerji alanında çalışmalar yürüten ve bu alana yatırım yapan şirketlerin sayısı giderek artıyor. Rapora göre, ABD, geçen yıl sektördeki 200 büyük şirket arasında yer alan 39 firmasıyla temiz enerji teknolojilerinden en fazla kazanç sağlayan ülke oldu.
ABD, listedeki 39 firmasıyla yüzde 19,5’lik paya sahip oldu. Bu şirketlerin yıllık toplam kazancı 707,9 milyar dolar olarak hesaplandı.
En çok kazanan şirket Apple oldu
Temiz enerji teknolojileri alanında en fazla kazanç sağlayan şirketler arasında Tesla, Schneider Electric, LG, Samsung ve Panasonic gibi “teknoloji devleri” yer aldı.
Bu alanda geçen yıl en yüksek geliri yaklaşık 274,9 milyar dolar ile Apple elde etti. Onu, 81,7 milyar dolar ile Çinli batarya teknolojileri firması Contemporary Amperex Technology ve 81,4 milyar dolar ile elektrikli araba üreticisi Tesla takip etti.
Türkiye’den Enerjisa Enerji ise temiz enerji teknolojilerinden en fazla gelir sağlayan şirketler sıralamasında 91’inci sırada yer aldı.
ABD’den sonra sektörde faaliyet gösteren en fazla şirketin Çin’de yer aldığı belirlendi. Temiz enerji teknolojilerinden gelir elde eden 23 büyük şirketin bulunduğu Çin’i, 18 şirketle Japonya, 13 şirketle Fransa ve 10 şirketle Brezilya izledi. Ülkelerin bu noktadaki rekabeti ise AB Yeşil Mutabakat çerçevesinde şekillenen yeni uluslararası sistem için özel bir önem teşkil ediyor. Stratejik üstünlük başta olmak üzere enerji güvenliğinin tesis edilmesi ve bölgesel güç arayışlarında temiz enerji teknolojileri ve pazarı artık belirleyici bir unsur olarak yer alıyor. Dolayısıyla ülkemizin de bu noktadaki atılımları artırması, yaşanabilir yarınlara katkı sağlarken, dış politikadaki etki kapasitesi için belirleyici bir faktör olacaktır.
Nitekim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeşil dönüşümün temelinde enerjide dönüşüm yatmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin güneş enerjisi alanındaki kurulu gücü, tarihi bir dönüm noktasına ulaşarak 12 bin megawatt’ı aştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan bildirime göre, yılın ilk iki ayında elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin katkısı %51’i geçti ve bu oranla Avrupa’da beşinci, dünyada ise on ikinci sırada yerini aldı. Enerji sektörünün Türkiye’deki karbon salımının yüzde 70’inden sorumlu olduğunu dikkate aldığımızda bu noktadaki adımların ivme kazanması gerektiğini açıkça görmekteyiz.
Buraya kadar ifade edilen veriler her ne kadar yeşil dönüşüm merkezli gelişmeler için umut vadetse de fosil yakıt tüketimi ve başta ormanlar olmak üzere doğal kaynaklar üzerindeki tahribatın devam etmesi bu adımların etkisini azaltıyor.
Şu anda küresel ölçekte orman tahribatı, dünya genelindeki sera gazı emisyonlarının %11’ine neden olmaktadır. Bu tahribat, 1.4 milyon aracın egzozundan çıkan sera gazına denk. Araştırmalar orman tahribatını engelleyebilseydik, 2030’a kadar Paris Anlaşması hedeflerinin yüzde 40’ına ulaşma imkanını ıskaladığımızı ortaya koyuyor.
Yine araştırmalara göre düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş için 2050’ye kadar 200 trilyon ABD dolarına ihtiyacımız var. Yani yılda yaklaşık 7 trilyon ABD dolarına tutarından yeşil finansmana ulaşmamız lazım. İyi haber şu ki temiz enerji geçişinde küresel yatırımlar, 2022’de yıllık %29’luk bir büyüme oranıyla 1.1 trilyon ABD dolarına ulaştı. Bu rakam şu anda fosil yakıt yatırımıyla denk.
İklim değişikliğiyle gerçek bir mücadele içinde olmak istiyorsak fosil yakıt yatırımlarını durdurmalı ve temiz enerji teknolojilerine daha fazla yatırım yapmalıyız.
Temiz enerji teknolojilerinin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü nedir?
Temiz enerji teknolojileri ve şirketleri, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynarlar. Bu teknolojiler, fosil yakıtların kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını düşürmeye yardımcı olur.
Rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal ve yeşil hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynakları, karbonsuz enerji üretimine katkı sağlar. Ayrıca, temiz enerji teknolojileri geleneksel enerji üretim yöntemlerine göre daha az çevresel etkiye sahiptir. Örneğin, güneş ve rüzgar enerjisi, havaya ve suya zararlı emisyonlar salmaz ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğine olanak sunar.
Temiz enerji sektörü, sürekli olarak teknolojik yeniliklere ve gelişmelere öncülük eder. Yenilenebilir enerji teknolojileri ve depolama sistemlerindeki ilerlemeler, enerji verimliliğini artırarak daha sürdürülebilir bir gelecek için çözümler sunuyor. Ayrıca, temiz enerji şirketleri yeşil ekonomiyi destekleyerek yeni iş olanakları yaratır ve yeşil istihdamı artırır. Ayrıca yeşil teknoloji sektörü, yüksek vasıflı işgücü talebiyle birlikte ekonomik büyümeyi de teşvik eder.
Sonuç olarak, temiz enerji teknolojileri ve şirketleri, iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir araç olarak kabul edilirler ve sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkı sağlarlar.
AA muhabiri Zeynep Beyza Kılıç’ın araştırması sayesinde haberdar olduğum bu çalışmayı önemsiyor, bu noktadaki yatırım ve gelişmelerin artmasını ümit ediyorum.
Düşüncelerinizi Paylaşın