Dünya genelinde petrol-bazlı yakıtlar, daha genel tabiriyle fosil yakıtlar birincil enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Bilindiği gibi fosil yakıtlardan yenilenemez enerji üretilir, yani kullanılan yakıt geri dönüştürülemez ya da oldukça düşük verimle geri dönüştürülür. Mevcut durumda fosil yakıt kaynaklarının önümüzdeki yüzyıl içerisinde tükeneceği düşünülüyor. Bunun yanında fosil yakıtların karbon-bazlı kimyasal yapıları sera gazlarının (karbondioksit, karbonmonoksit, metan ..) üretimini artırır. Sera etkisi özellikle iklim değişikleri üzerinde önemli rol oynar ve canlı hayatını oldukça olumsuz etkiler. Çoğu Avrupa ülkesinde yenilenebilir enerji kaynakları teşviki ve kullanımı oldukça artmış durumda ama dünya geneli düşünüldüğünde bu şekilde enerji üretmeye kendini revize edebilmiş ülke sayısı oldukça az.
Tüm bu durumlar göz önüne alındığında hem doğanın dengesi hem de sürdürülebilir bir yaşam için yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimi artırılmalı ve kullanımı daha geniş alanlara yayılmalı. Yenilenebilir enerji kaynakları genel olarak solar paneller kullanıp güneş enerjisinden yararlanma, hidrotermal enerji, rüzgar enerjisi için rüzgar güllerini kullanmak, gelgit (dalga) enerjisi şeklinde söylenebilir. Genel itibariyle bu kaynakların tamamından elektrik enerjisi üretilebilir. Ayrıca hidotermal enerji ve güneş panelleri ısı enerjisi için kullanılır. Tüm bu elde edilen enerji türleri birbirine dönüştürülebilir. Bu yüzden enerji kullanım alanları insan yaşamının her anını kapsar; elektronik cihaz kullanımı, aydınlanma, ısınma, her türlü makina kullanımı vs. En önemli özellikleri ise, daha önce vurgulandığı gibi, yenilenebilir olmaları. Petrol gibi ya da doğal gaz gibi belli bir noktadan sonra bitmeyecekler. Doğru tekniklerle sürekli kullanılabilir ve hayata kolayca entegre edilebilir olacaklar. Ayrıca çevreye olumsuz etkileri yok ya da kullanılan ekipmanlar dolayısıyla minimum düzeyde.
Yenilenebilir Enerji Üretiminin Dezavantajları
Güzelliklerinin yanı sıra bu çevre dostu, sürekli ve minimum zararlı enerji üretiminin dezavantajları var. Örneğin, rüzgar enerjisi için Hollanda gibi rüzgarı şiddetli bölgeler olmalı en yüksek verimi elde edebilmek adına. Benzer şekilde gelgit enerjisi üretimi okyanuslarda ya da okyanus yakınında gel-git olaylarının fazla yaşandığı Kanada, İngiltere gibi ülkelerde verimliyken iç denizlere kıyısı olan ülkelerde maliyeti üretimden fazla. Yine hidrotermal enerji için sıcak su kaynaklarının yoğun olduğu bölgelere sahip olunmalı. Her ülkede bu enerji kaynakları bir şekilde kullanılabilir ama verim maliyeti karşılar mı noktasında en yüksek verimi nasıl alırız konusuna bakılması zorunluluğu var. Bu açıdan düşünülünce her bölgenin kullanabileceği kaynak sınırlanmış oluyor.
Ülkemizin coğrafi şartlarından dolayı bu kaynakların birçoğundan yararlanılabilir. Yılın neredeyse yarısını güneşli geçiren bir ülke olarak güneş panelleri hem evlerde hem şirketlerde verimli olacaktır. Karadeniz bölgesi oldukça rüzgarlı ve rüzgar enerjisi üretimi için güzel bir bölge. Ege, özellikle İç Ege bölgesi ve Doğu Anadolu bölgesi termal su kaynakları bakımından zengin, hidrotermal eneji üretimi artırılabilir.
Türkiye’de olduğu gibi her ülkenin coğrafi konumuna uygun enerji kaynakları bulunabilir. Uygun kaynakların kullanımı ile ülkeler enerji ihtiyaçlarını fosil yakıt kullanmaksızın karşılayabilirler.
Düşüncelerinizi Paylaşın