Dünyamızın belirli periyodlarla ısındığı ve yine belirli periyodlarla soğuduğu bilimsel bir gerçeklik. Ancak yaşadığımız şu dönemde soğuma fazına girmesi gereken dünyamız ısınmaya devam ediyor. Bu nedenle iklim değişiklikleri yaşanmaya başlıyor. Önceleri hafif iklimsel kaymalar olarak kendini gösteren bu değişiklikler şimdilerdeyse kendini ani iklim olaylarının yaşanması olarak göstermekte.
Isınmaya devam eden dünyamızda kaçınılmaz olarak kutup dairelerindeki buzullarında etkilendiğine tanıklık ediyoruz. Uzaydan alınan ilk kutup dairesi görüntüleri ile günümüze ait görseller mukayese edildiğinde buzullarda yaşanan ekolojik facianın boyutlarını kavramamız daha net hale geliyor.
Buzullarda Erimeler Nelere Yol Açıyor?
Buzullarda erimeler öncelikli olarak deniz seviyelerinde yükselmeye neden oluyor. Yükselen deniz seviyeleri kara alanlarının küçülmesine ve bildiğimiz kara ve deniz oranlarının değişmesine neden oluyor. Ayrıca kutuplar en fazla içilebilir su kaynağını bünyesinde barındıran depolar olarak karşımıza çıkmakta. Erimelere bağlı olarak tatlı su kaynaklarının denizlere karışması sonucu denizdeki tuzluluk dengesi de değişiyor. Bu değişim aynı zamanda denizlerin sıcaklığını da etkiliyor.
Derin denizlerde dünyanın iklim dengeleri üzerinde bire bir etkili olan dip akıntılarının sıcaklıklarını değiştiren bu faktörlerin değişmesi ve son derece karmaşık dengeler üzerine kurulu ekosistemin bir noktasındaki değişimin bile silsile halinde nelere yol açtığını görmek, insanoğlunun gelecekte var olabilmesi için çok ciddi değişim kararları alması gerektiğinin bir göstergesi.
Yakın gelecekte suların giderek yükselmesi ile birlikte karalar küçüleceği için, artan dünya nüfusu için gıda, barınma ve tatlı su kaynaklarının önemi günümüzdekine oranla çok daha önemli olacak. Günümüzde petrol eksenli değişen devletler arası siyasi arena bu defa özellikle tatlı su kaynakları ve verimliliği korunabilmiş tarım arazileri etrafında gelişen yeni bir poltika eksenine kaymasını tahmin etmek hiçte zor olmasa gerek.
Tüm bu değişimleri yaşamadan dünyanın ekolojik dengelerini onarması için gerekli zamanı vermek yine insan faktörüne bağlı. Evet petrole bağımlılığımızı bir günde sıfırlayamayız. Ancak çok daha çevreci otomobiller kullanarak, kullanım alışkanlıklarımızı değiştirerek çevreye olan zararlarımızı minimalize edebiliriz.
Her yıl düzenli olarak ağaç dikebilir,yeşili koruyabilir,daha az enerji tüketerek yeni enerji arayışlarına girilmesini engelleyebiliriz. İklim degişikliklerini önce kendimizi değiştirerek engellememiz elbette mümkün.
Düşüncelerinizi Paylaşın