Çevrenin korunması konusunda büyük bir paradigma yaşanmaktadır. Dönemimizde artık yerel yada ulusal bir sorun olmaktan çıkmış ve bütün toplumları etkisi altına alan bir durum haline gelmiştir. İşte bu durumdan dolayı çevrenin hukukuna giriş oluşturarak uluslararası bir zeminde çevrenin korunması hedeflenmiştir.Bu sayede çevre hukuku adında yeni bir hukuk birimi oluşturulmuştur.
Yerel kesimler tarafından Türkiye’de en çok mücadele verilenlerden biride hukuk birimde yer alır. Bu hukuki mücadelelerde sivil toplum örgütlerinin yada bireylerin itirazları yer almaktadır. Bu hukuk savunuculuğunun öncülüğünde çevre sorunsallarının çok yönlü olması, etkilerinin uzun soluklu doğan sonuçlarının ortadan hemen kaldırılamayışı gibi etkileri vardır. Ekonomik ve sağlık birimleri üstündeki sonuçları ile beraber bu hukuk mücadelesi daha da artmaktadır.
Uluslararası Çevre Hukukunun Kaynakları
Çevre hukuku, bireylerin sağlıklı ve temiz bir toplumda yaşama hakkının savunuculuğu için uluslararası toplumların ve devletlerin yükümlülüklerine ilişkin sınırları oluşturur.
Mahkeme kararları ve çevre hukuku alanında bulunan uluslararası nitelik taşıyan mahkeme kararlaı ile yeni sayılar ve ihtiyaçlar Türkiye için oldukça önemlidir. Çünkü çevre mücadelesi ve ekolojik birimlere dair öğrenim ve deneyimleri kapsar. Ülkemizde toplumla paylaşmak adına hazırlanmış bir çalışma bulunmaktadır. Bu Oslo İlkeleri ve İklim Adaleti Mücadelesinde Uluslararası ve Yabancı Mahkeme Kararlarıdır.
Küresel İklim Değişikliği Yükümlülükleri Hakkında Oslo İlkeleri’nin çevirisi ile başlayan çalışma dönemimizin en önemli sorunlarının en başında yer alan iklim farklılıklarının küresel boyutlarıyla başlar. İnsan hakları hukuku, çevre hukuku gibi diğer hukuk birimleri ile uluslararası ilkeler göz önüne alınır. Böylelikle küresel olarak hukuk boyutları ortaya konulur.
Türkçeye kazandırılan aynı zamanda uluslararası ve yabancı mahkemelerin örneği bulunan çevre hukuku karaları bulunmaktadır. Bunlaran bazıları, Wallon Eyaleti Davası,Gıda ve Bayındırlık Bakanlığı Davası, Urgenda Derneği ve Diğerleri, Planlama Davasıdır. Bu sayede çevre hukuk alanında gelişmelere büyük katkılar sunulmaktadır.
Geniş bir çerçevesi bulunan bu dava kararları devletin yükümlülüğü, biyoçeşitlilik, gıda egemenliği, hava kirliliği ve şeffaflık gibi alanlar sunmaktadır. Bu davalar ayrıca çevre sorunlarının disiplinler arasındaki inceleme önemi ve çok yönlülük gibi Türkiye’de çevre hukuku adına çözüm bulabilecek çözümler bulunmaktadır.
Düşüncelerinizi Paylaşın