Antroposen Çağ’da Nitelikli Eğitim

nitelikli eğitim nedir

Antroposen Çağ Nedir?

Büyük bir yıkımdır, hem de insan eli ile. Nefes aldığımız gezegene yapılabilecek en büyük ihanettir. İnsan türü olarak hareketlerimiz, tercihlerimiz ve yaşam şeklimizin sonuçları ekosistem için çok ağır oldu, oluyor ve olacak. Dünya tarihinde beş büyük yok oluş yaşandı ve dünyadaki yaşam çeşitliliği dramatik ölçüde azaldı. Ancak bunların hiçbiri şimdiye kadar insan eli ile olmamıştı.

Milyonlarca yıl önce dünyaya meteor çarpıp da dinozorların neslini yok ettikten sonraki en büyük yok oluş bilim insanları tarafından altıncı yok oluş olarak görülüyor. Ancak bu sefer yok olan insan nesli olacak, tabii ki pek çok canlı türü ile birlikte. Hırs ve egosuna yenik düşmüş insan ise tüketmekten başka bir şeyden anlamadığı için kendi soyunu tükettiğinin ise trajikomik bir şekilde hiç farkında değil.

İşte bilim insanları bu vurdumduymaz yok oluşa bir isim önerisi getirdi; Antroposen Çağ. Dünya tarihinde pek çok jeolojik çağ bulunmaktadır ve bu çağlar çok büyük ekosistem değişimleri sonucu değişmiştir. Ancak dünya tarihinde ilk defa bir canlı türünün eylemlerinden doğan sonuçlar ekosistem üzerinde ölümcül etkiye yol açmıştır.

Yeryüzünün yapısında ve sistemlerinde meydana gelen bu değişimlerin sonucu olarak bilim insanlarının görüşüne göre dünyanın jeolojik yapısı da değişime uğramıştır. Dolayısı ile artık içerisinde bulunduğumuz jeolojik döneme Holosen Çağ dememiz mümkün görünmemektedir. Bu değişiklik henüz resmiyet kazanmasa da insan türünün davranışlarının ekosistem üzerindeki sonuçları pek tabi görülmektedir.

Sanayi Devrimi’nden başlayarak artan üretim miktarları milyonlarca insanın yaşam şeklini değiştirdi. Üretici bir toplum yapısından tüketici bir topluma geçmemiz, aşırı nüfus artışı, plansız şehirleşme, fabrikalar ve atıklarının yönetilmemesi gibi pek çok sebepten dolayı insanların hareketleri toprağı, suyu ve havayı değiştirdi.

Bir süredir var olan bu değişimin kırılma noktası belki de 1945 yılında Japonya’da bulunan Hiroşima bölgesine atılan atom bombası oldu. Bu denli büyük nükleer kullanımının sonucu ise bölgede hala ekosistemin oluşmaması hem de üzerinden 77 yıl geçmiş olmasına rağmen.

Antroposen’de Yolunu Bulmak

Geleceğimiz belirsizliklerle dolu. İnsan türünün faaliyetlerinin sonucunda dünyada oluşan yıkım ile yaşamak kolay değil. Bu yıkımın en büyük sonuçlarından olan iklim krizi ve getirdiği değişimler, doğal afetler, günden güne artan eşitsizlikler arasında yolumuzu bulmak oldukça zor.

Geleceğin – aslına bakarsanız; günümüzün – karmaşık problemleri yaratıcı çözümlere ihtiyaç duyuyor. Ancak var olan eğitim sistemleri yaratıcılığı desteklemek yerine yok etmeyi tercih ediyor. Eğitimci Dr. Ken Robinson milyonlarca kişi tarafından izlenen TED konuşmasında “yaratıcılık, okuryazarlık ile aynı öneme sahiptir” demiştir. Daha sonra ise kaleme aldığı “Yaratıcı Öğrenciler” isimli kitabında “öğrencilerin yaratıcılığını nasıl güçlendirebiliriz?” sorusuna cevap arıyor.

yaratıcı öğrenciler

KİTABI İNCELE

Kitapta tartıştığı konular güncel eğitim sistemine bir eleştiri getirmekle beraber aynı zamanda da çözüm önerileri sunuyor. Bu kadar karmaşık bir geleceğe doğru ilerlerken, yaşamımızı devam ettirebilmek ve sistemleri iyiliğe doğru dönüştürebilmek adına nitelikli eğitime olan ihtiyacımız her zamankinden daha fazla. Eğitim gerçekten de şart.

Nitelikli Eğitim Derken;

Gezegenimiz ve kaynaklarımızın sınırsız olduğu ve var olan her şeyin insanlar için olduğu kabulden en kısa zamanda uzaklaşmalıyız.

Antroposen Çağ bize; birbirini tetikleyen çoklu ve karmaşık krizler içerisinde olduğumuzu söylüyor. Bu krizler yaşamın her alanında artık kendini iyiden iyiye hissettirmişken, eğitim de krizlerden en çok etkilenen alanların başında geliyor. Ancak eğitime dair şöyle güzel bir yan var ki; her ne kadar krizlerden olumsuz etkilense de eğitim aynı zamanda krizleri çözüm süreçlerinde oldukça büyük bir rol oynuyor.

Bahsedilen bu çözümde bu kadar büyük payı olan eğitimin niteliğinden bahsedilmesi gerekiyor. Var olan eğitim sistemleri Antroposen Çağ’ın getirdiği karmaşık sistemsel krizleri çözmede yeterli mi? Tek başına tabii ki değil.

Peki, yapısında ve içeriğinde yapılabilecek ne gibi değişimler bu sürece nitelikli eğitimin vereceği katkıyı artırabilir?

Halen günümüzde kullanılan eğitim sistemleri Sanayi Devrimi sonrası toplum yapısına uygun olması ve bu sisteme hizmet etmesi için tasarlanmıştır. İşçi ve tüketici yetiştirmek, dişlinin parçalarının takılmadan işlemesi için gerekli olan tüm noktaları doldurmak için tasarlanan bu eğitim sistemi 2022 yılının ihtiyaçlarına hizmet etmemektedir.

Teknolojik gelişmeler, Antroposen Çağ’ın getirdiği yıkım ve akabinde doğan ihtiyaçlar, dönüşen sistemler eğitimin de gereksinimlerini büyük bir dönüşüme zorlamaktadır. Eğitim amacından başlanarak, kapasitesinin ve içeriğinin detaylı bir şekilde incelenmesi ve çağın gerekliliklerine uyarlanması gerekmektedir. Peki, bu dönüşüm neleri kapsamalıdır? Nitelikli eğitim derken neden bahsediyoruz?

Nitelikli Eğitim Nedir?

Antroposen Çağ’da eğitim sisteminin karmaşık, çoklu ve birbirini tetikleyici krizler karşısında dayanıklı, çok boyutlu, ve uyum becerisi kuvvetli bireylerin yetiştirilebileceği şekilde dönüşmesi gerekir. İşte içinde bulunduğumuz çağda nitelikli eğitim budur.

Bunu sağlamanın yolları ise eğitim sistemlerinin yörüngesini geleceğe çevirmekten geçiyor. Öğretmen, öğrenci ve tüm paydaşların söz sahibi olduğu, katılımcı, kapsayıcı, erişilebilir ve hayata dair bir eğitim sistemi geleceğin belirsizlikleri ile mücadele edecek olan kuşaklar için oldukça verimli olacaktır.

Tek tip tanımlardan ve tek tip öğrenim programlarından uzak, gezegenin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, ekolojik, ekonomik, politik ve teknolojik okur yazarlıkların gelişiminin hedeflendiği bir eğitim sistemi dünya tarihinin şimdiye kadarki en eğitimli döneminin yaşandığı bu yıllara yakışan bir tasarım ve dönüşüm hikayesi olacaktır.

Bu yeni eğitim sisteminde elbette ki yalnızca temel becerilerin gelişmesine odaklanmak yeterli değildir. Gezegenin ve canlıların esenliği, hayatın devamlılığı için gerekli olan yurttaşlık, adalet, iklim krizi, sürdürülebilirlik gibi alanların öğretim programlarında ayrı bir ders olarak mutlaka yer alması gerekmektedir.

Bu görüşlerden yola çıkarak; nitelikli eğitim bireyin kendini gerçekleştirmesine olanak sağlamaktır denebilir.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan “Nitelikli Eğitim”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından 2015 yılında ilan edilen ve takip eden yıllarda Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin uzlaştığı ve adına “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” denilen bir yol haritası mevcut.

Bu yol haritası 17 ana ve 169 alt hedeften oluşmakta olup yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, temiz su ve enerji, ekonomik büyüme, sanayi, şehirler ve altyapı, üretim ve tüketim, iklim krizi, su ve karasal yaşam ile barış ve adalete odaklanmıştır. 17 başlık altındaki 169 alt hedefin hepsinin karşılanması halinde sürdürülebilir kalkınmaya erişilmiştir denebilir.

Nitelikli eğitimi desteklemesi için hazırlanan bu yol haritasında önceliklendirilen alt başlıklar ise şu şekildedir; ücretsiz ilk ve ortaöğretim, okul öncesi eğitime erişim, teknik, mesleki ve yükseköğretime erişim, nitelikli insan sayısı, ayrımcılığın sona ermesi, evrensel sözel ve sayısal okuryazarlık, sürdürülebilirlik ve dünya vatandaşlığı bilgisi, kapsayıcı ve güvenli okulların inşa edilmesi, yükseköğretimde burs olanakları ile nitelikli öğretmen talebinin karşılanmasıdır.

Kaynak: 

Yazar Hakkında

Gökçe Gökbalkan

Gökçe Gökbalkan Selçuk 32 yaşında bir sosyal girişimci. Özyeğin Üniversitesi İşletme bölümünden 2013 yılında mezun olduktan sonra, Bilgi Üniversitesi’nde Sosyal Projeler ve STK Yönetimi üzerine yüksek lisansını tamamladı. Özyeğin mezuniyetinin hemen ardından aynı üniversitenin Öğrenci Dekanlığı’na bağlı Öğrenci Yaşam Ofisi’nde çalışmaya başladı ve 4 yıl boyunca üniversitenin toplumsal duyarlılık projeleri, akran danışmanlık, üniversiteye giriş dersi, oryantasyon ve mezuniyet programlarının bazılarının yöneticiliğini yaptı hepsinin ise organizasyonunda görev aldı. Akabinde bir yıl boyunca Okan Üniversitesi Sosyal Girişimcilik Merkezi’nde bulundu. Buradaki sürenin ardından 2018 yılında Özyeğin Üniversitesi Sürdürülebilirlik Platformu’nun hızlandırma sürecinde çalışmak üzere işe başladı. Şu anda aynı üniversitenin Sosyal Sorumluluk Projeleri Ekip Yöneticiliği görevini yerine getirmektedir.

Öğrenmeyi öğrenmek, üretmek ve toplumsal fayda hayattaki üç önemli misyonum.
Öğrenciliğimden itibaren çalışmalarımı hep bu bağlamda yürütmeye özen gösterdim.
İlk kendi sosyal girişim denememi batırdım fakat buradan öğrendiklerimi anlatmaktan her zaman gurur duydum.

Nitelikli eğitim tasarımı, sosyal sorumluluk iletişimi, sürdürülebilirlik, sosyal girişimcilik, sosyal sorumluluk/kurumsal sosyal sorumluluk ve tasarım odaklı düşünce özellikle çalışmaktan keyif aldığım alanlar.

LinkedIn'de Ziyaret Et
Instagram'da Ziyaret Et
Instagram'da Ziyaret Et