Karar, zararlı emisyonları azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için kurulan uluslararası bir kentler koalisyonu olan C40 tarafından 2015 yılında başlatılan girişim C40 Temiz Otobüs Kanunu’nun (Clean Bus Declaration Act’ın) bir uzantısı.
Londra, Paris, Barselona, Los Angeles, Kopenhag, Milano, Quito, Cape Town, Mexico City, Auckland, Vancouver ve Seattle belediyeleri verilen bu kararı ilk kabul edenler arasında. Liderler, 2030 yılına kadar kentlerinde sıfır emisyon bölgesi oluşturmak için adımlar atmaya söz verdi.
Bu şehirlerden bazılarında hali hazırda benzer girişimler yer alıyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Los Angeles Büyükşehir Taşımacılık Otoritesi (LA Metro), 2030’a kadar tümüyle elektrik enerjisine geçilmesi için bir taahhütte bulunmuştu ve bunun için 100 adet tamamı elektrikli otobüs için sipariş vermişti.
Londra’da Emisyon Ücreti Uygulaması: T-Charge
Londra, toplu taşıma araçlarını ve şehir içindeki genel araç filosunu daha yeşile dönüştürmek için önemli sıfır emisyon projeleri geliştiriyor. Geçtiğimiz yıl, ilk uzun menzilli elektrikli çift katlı otobüslerini tanıtan Londra, yollarındaki dizel otomobil sayısını azaltmak için T-Charge (emisyon ücreti uygulaması) isimli yeni bir program başlattı. Londra Belediye Başkanı Sadiq Han, şunları söyledi:
“Toksik havanın Londra’lılar üzerindeki ölümcül etkilerine karşı koymak ve Londra’yı sıfır karbon şehri yapmak konusunda kesinlikle kararlıyım. Bu nedenle, bugün Londra’da, yollarımızı ve akciğerlerimizi kirleten kirli araçların sayısını azaltmaya yardımcı olacak dünyanın herhangi bir şehrinin en zorlu emisyon standardı olan T-Charge’ı sunmaktan gurur duyuyorum. Kirli havayı temizlemek ve vatandaşlarımızı iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden korumak için mücadelemizi büyük bir kararlıklıkla sürdüreceğiz.”
Bunun yanı sıra Çin ve Fransa gibi ülkeler de petrollü araçların satışını yasaklama planları yapıyor.
Anlaşmada, elektrik otobüsleri satın alma sözünün yanı sıra ‘C40 Fosil Yakıtsız Sokaklar Deklarasyonu’ adı altında bir girişim daha yer alıyor. Deklarasyonun başlıkları ise şöyle:
- Yürüyüş, bisiklet ve toplu taşıma araçlarını kullanma oranlarını artırın.
- Havayı kirleten araç sayısını azaltın.
- Sıfır emisyon araçlarına geçişi hızlandırmak ve şehirlerdeki araç millerini azaltmak için tedarikçiler, filo operatörleri ve işletmelerle işbirliği yapın.
Bu karar, Proterra gibi elektrikli otobüs üreticileri için de oldukça sevindirici. Proterra’nın CEO’su geçtiğimiz günlerde elektrikli otobüslerin dizel/CNG’lere kıyasla daha ucuz olduğunu belirtti. Bu demek oluyor ki 2025’ten önce şehirlerde elektrikli otobüsleri görebilmek mümkün.
Ülkemizde de benzer çalışmalar yürütülüyor. İzmir’de geçtiğimiz Nisan ayında elektrikli otobüslere geçiş için ilk adım atılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştı.
Düşüncelerinizi Paylaşın