Dünya üzerinde yaşanan gelişmeler ve ihtiyaçların değişmesi ile enerji arayışları ortaya çıkmıştır. Bu enerjilerin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşması ise hem maliyet hem de zaman açısından önemlidir.
Güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir ve kullanım alanları farklılık göstermektedir. Ülkelerin güneş enerjisi üretebilmesi için bulunduğu coğrafi konum oldukça önemlidir. Türkiye’nin bu açıdan şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizin güneşlenme süresi yıllık olarak 2.737 saat olarak hesaplanmıştır. Bunun oldukça iyi bir süre olduğu söylenebilir.
Güneşin enerjiye çevrilmesi ise santrallerin kurulması ile sağlanacaktır. Bunun için lisanslı ve lisansız olarak iki ayrım bulunmaktadır. Lisansız olan enerji üretimi için sınırlandırılmış bir miktar söz konusudur. Güneş enerjisinden elektrik üretimi yapmak isteyen lisanssız firmalar 1MW üretim yapabilecektir. Bu miktarın üstüne çıkmak için ise lisans almak gerekmektedir.
Güneş enerjisi lisansı alan firmalar açısından böyle bir sınırlama yoktur. Bunun için enerji üretiminin lisanslı olarak sürdürülmesi önemlidir. Lisanslı olarak enerji üretimi açısından düşünüldüğünde pek çok ülke için aynı durum söz konusu olacaktır. Türkiye’deki santrallerinin çoğunun lisansız olduğunu söyleyebiliriz. Bu santrallerde belirlenen sınıra kadar elektrik üretimi yapılmaktadır. Uzmanlara göre bu enerji üretimi kesinlikle yeterli değildir; ancak Türkiye’de bu durum ile ilgili enerji bakının yapmış olduğu tahminlere göre ilerleyen zamanlarda elektrik üretiminin kat kat artacağı düşünülmektedir.
Türkiye’de Lisanslı Üretim Yapan Firmalar
Güneş enerjisi ile elektrik üretiminin lisanslı olarak yapılması için belirli tarihlerde yapılan başvurular vardır. Bu başvuruların kabul edilmesi halinde, koşullar sağlanarak lisanslı bir şekilde üretimin gerçekleşmesi mümkün olacaktır.
EPDK, Türkiye’de güneş enerjisi ile üretimin yapılması için lisans veren firmalar arasında yer almaktadır. EPDK’nın verdiği lisanslar, üretim sahiplerinin belli koşulları sağlaması halinde temin edilmektedir. Birtakım yarışmalar ile de lisans verme görülmektedir.
TEİAŞ tarafından 600 MW’lık kapasiteye sahip projeye yönelik yarışmalar düzenlenmiştir. Güneş enerjisi alan firmaların bu yarışmalar sayesinde üretimlerine lisanslı bir şekilde devam etmesi sağlanmaktadır.
Ülkemizde Erzurum’da olan 4.9 MW kapasiteli Halk Enerji GES lisanslıdır. Bunun dışında lisanslı olarak elektrik üretimi yapacak olan Elazığ’da 8 MW Solentegre GES santrali için EPDK lisans vermiştir. Bunun dışında ön lisans alan projeler de söz konusudur. Konya Alibeyhöyükoğlu GES 18 MW ile ön lisansını almıştır. Denizli Acıpayam 3 MW, Denizli Tavas 5 MW ile ön lisans almıştır. Muğla 6 MW, Burdur 6 MW ön lisansı almıştır. Aynı şekilde Sivas Hamal, Muş Alparslan 9 MW ile ön lisansını almıştır.
Lisanslı ve Lisanssız Üretim Arasındaki Fark
Ülkemizde lisanslı bir şekilde üretim yapan ve lisansız bir şekilde üretim yapan firmalar vardır. Bu iki firma arasında ki farkı irdeleyecek olursak; ilk olarak lisanssız bir şekilde üretime başlamanın çok daha kolay olacağı düşünülmektedir. Oysaki böyle bir durum yoktur. Üreticiler lisanslı bir şekilde çok daha hızlı olarak aktif hale gelecektir.
Güneşi enerjis lisansı alan firmalar lisanssız bir süreçte yapılan tüm koşulları aynı şekilde sağlayacaktır. Yani lisanslı bir şekilde üretim yapılması ile lisanssız bir şekilde üretim yapılması; süreç açısından yatırımcılara bir fayda sağlamamaktadır. Lisanssız üretimin yapılmasının sebebi; ülkenin küçük yatırımcıların önünü kapatmak istememesinden kaynaklanmaktadır. Lisanslı üretimin bir diğer farkı ise kamu yararı kaldırma yetkisinin olmasıdır. Pratik GES yatırımcısı, genel olarak kamu arazilerine yönelmiştir. Lisanssız yatırımcılar ise kamu arazilerini 30 yıllığına kiralama hakkına sahip olacaktır.