Dr. G. Duygu Bütün, “Türkiye’nin illeri için iklim riski değerlendirme yönteminin geliştirilmesi” başlıklı doktora çalışmasında Türkiye’deki 81 ili iklim riskleri kapsamında değerlendirdi. Çalışmaya göre, Türkiye illerinin üçte birinden fazlası “çok yüksek” veya “yüksek” iklim riski altında. Ayrıca Giresun, Trabzon ve Rize başta olmak üzere 25 şehir “yüksek” veya “çok yüksek” sel riski altında bulunuyor.
En yüksek risk altında olduğu tespit edilen iller, kuzeyde Amasya ve Tokat; güneyde Mersin ve Kahramanmaraş; İç Anadolu’da Kayseri ve doğuda ise Muş ile Ağrı. Önceki çalışmaların bulgularıyla uyumlu şekilde, bu çalışma da sıcaklıkların Türkiye’nin neredeyse tamamında yükseldiğini ortaya koyuyor. 81 ilin 77’sinde, hem ortalama sıcaklıklar hem de en yüksek sıcaklıklar artıyor. Sıcak günlerin sayısı ise tam 79 ilde artışta.
Özellikle kıyı illeri olmak üzere 58 ilde, tropik gecelerde de artış gözleniyor. Bunun önemli bir sebebi, Akdeniz kıyılarında kaydedilen tropik gecelerdeki artış. Bölge illerinden Mersin, hem ortalama ve en yüksek sıcaklıklar, hem de sıcaklıkların 30 dereceyi aştığı sıcak günler konusunda öne çıkıyor.
Yağışlar söz konusu olduğunda ise tüm ülkeyi etkileyen bir artıştan söz etmek mümkün değilse de, çoğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan 10 il için durum farklı. Yine çoğunluğu Karadeniz’de yer alan 17 ilde, şiddetli yağışların yaşandığı gün sayısında da artış var. Çalışmanın sıcak hava dalgalarına dair incelemesi, Türkiye’nin özellikle iç kesimleri ile güneyindeki illerin yüksek risk altında olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul, Ankara, Kayseri ve Gaziantep ise çok yüksek sıcak hava dalgası riskine sahip dört il olarak öne çıkıyor. Bu dört il, 21 milyonu aşan nüfus büyüklüğünün yanı sıra, iklim değişikliğine karşı özellikle “hassas” olan çocuk ve yaşlı nüfusunun, düşük gelir gruplarının ve geçici koruma statüsü altındaki nüfusun yoğunlaştığı alanlar olarak da öne çıkıyor.
Çalışmada incelenen bir diğer iklim riski ise kuraklık. İnceleme sonuçlarına göre, 81 ilin 30’u, yüksek veya çok yüksek kuraklık riski altında. Bu iller aynı zamanda tarımsal üretimin lokomotifi görevi görüyorlar. Bu illerde kırsal nüfus ekonomik olarak, kentsel nüfus ise gıdaya erişim anlamında tarımsal üretime bağımlı.
Küresel ısınma ile birlikte daha fazla karşı karşıya kaldığımız bir diğer iklim riski, orman yangınları. Yangınların gerçekleşme tehlikesi dikkate alındığında, orman yangını tehlikesinin en yüksek olduğu ilin Mersin olduğu değerlendiriliyor. Antalya ve Muğla ise en yüksek orman yangını maruziyeti ile zirvede yer alıyor. Özellikle kıyı şeritlerinde yer alan illerde maruziyetin daha fazla olduğu görülüyor. Zarar görebilirliğin en yüksek olduğu şehir ise Şırnak.
Şehirler, sera gazı emisyonlarının yaklaşık %70’inden sorumlu
Küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının yaklaşık %70’ine neden olan kentlerin yeşil dönüşüm kapsamında yeniden dizayn edilmesi ve çevresel etkisinin azaltılması gerekiyor. Dünya Bankası verilerine göre; Türkiye’de 2022 yılında kentsel alanlarda yaşayan nüfus oranı 77%’dir. Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık yarısı kentsel alanlarda yaşamakta ve bu oranın 2050’ye kadar üçte ikiye çıkması öngörülmektedir. Şehirlerde yaşayan insanların sayısının her geçen gün artacağını dikkate aldığımızda başta iklim risklerine uyum olmak üzere sosyal içerme ve kapsayıcılık bağlamında ise yaşanabilir şehirlerin inşa edilmesi gerekiyor.
İklim risklerine uyumlu kentlerin oluşturulması için altyapı iyileştirmeleri, yeşil alanların artırılması, enerji verimliliğinin artırılması, afet yönetimi planlarının oluşturulması ve toplumsal bilinçlendirme gibi önlemler alınmalıdır.
Bununla birlikte, iklim değişikliğiyle mücadelede tek başına şehir yönetimlerinin rolü yetersiz kalabilir. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği ve koordinasyonu da önemlidir. Ancak bu şekilde, şehirlerin iklim değişikliği ve iklim riskleri karşısında daha dirençli hale gelebilmesi ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerleyebilmesi mümkün olacaktır.
İklim Salatası tarafından başlatılan İklim Dostu Kentler, İklim Dostu Adaylar kampanyası “Türkiye’nin dört bir köşesindeki gençler olarak, 31 Mart Yerel Seçimlerine yaklaşırken, yaşadıkları kentlerdeki tüm siyasi partilerin belediye başkan adaylarından “İKLİM DOSTU KENT” oluşturmak için harekete geçmeye davet ediyoruz!” çağrısında bulunuyor.
Sizler de iklim risklerine uyum sağlayan güvenli ve doğa dostu şehirler için bu kampanyayı destekleyebilirsiniz.
Düşüncelerinizi Paylaşın