Sürdürülebilirlik Hala Mümkün Mü?

sürdürülebilirlik hala mümkün mü
Yazan Ekolojist

İnsanoğlu olarak yaşadığımız gezegene verdiğimiz zararın boyutunun vahametini gün geçtikçe daha yakından izliyoruz. Bazı kesimler verilen zararın artık onarılamaz boyutlara ulaştığını düşündüğü için sürdürülebilirlik hala mümkün mü sorularına olumsuz yanıtlar vermektedir.

Bu kesime göre dünyaya o kadar çok zarar verilmiştir ki artık alınacak önlemlerin dünyanın ömrüne hiçbir katkısı olmayacaktır.

Fakat bu görüşün aksine bazı bilimsel veriler de felaket senaryoları hayal etmenin gereksiz olduğunu ve alınacak köklü önlemlerle deyim yerindeyse dünyanın sonunun biraz daha uzatılabileceğini öngörmektedir.

Kıyamet Saati’ne Doğru Koşan Dünyada Sürdürülebilirlik

1947 yılında Chicago Üniversitesi’nin bünyesinde bulunan bir dergi tarafından dünya üzerinde olan olaylar ve dünyanın tarihsel geçmişi baz alınarak sembolik bir Kıyamet Saati (Doomsday Clock) belirlenmiştir.

kıyamet saati

Dünya’nın sonunu getirecek yıkımların ne kadar yakın olduğunu gösteren Kıyamet Saati, 22 kez değiştirildi. Saat 12’ye geldiğinde kıyamet kopuyor. Bu nedenle saat 12’ye ne kadar yakınsa kıyamete o kadar yakınız anlamı taşıyor. Yaşanan olumsuzluklara göre ileri alınan saat, olumlu gelişmeler yaşandığında ise geri alınıyor.

Örneğin, 1990 yılında Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte gece yarısından 17 dakika öncesini göstermeye başlayan kıyamet saati için o yıl “Kıyamet”ten en uzak yıl” olarak kayıtlara geçti.

En son, Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak göreve başlamasıyla birlikte, sembolik bir anlam taşıyan Kıyamet Saati 30 saniye ileri alındı ve artık kıyameti sembolize eden gece yarısına sadece 2 dakika 30 saniye kaldı.

kıyamet saati

Bu değişikliğin Trump’ın iklim değişiklikleri politikasına ve nükleer silahlara bakış açısı nedeniyle yapıldığı belirtildi.

Daha önce “Kıyamet Saati“nin sadece bir kişi nedeniyle bu kadar ileri alınmadığına dikkat çeken araştırmacılar, söz konusu ABD Başkanı olunca ve Trump’ın politikaları göz önüne alındığında bu değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.

Elbette ki bu sembol bir varsayımdan ibaret. Fakat insanlık için durumun ciddiyetini özetlemesi açısından ne durumda olduğumuzu da bize anlatır vaziyette. Amerikalı ünlü komedyen George Carwin ekolojik denge için çabalayan çevre gönüllerini tiye alarak arıları kurtararak dünyayı kurtaramazsınız diyor ama bilim dünyası alınacak bazı önlemlerle gezegeninin daha iyi koşullarda yaşanabilir bir hale gelebileceğini savunuyor.

Bu konuda yapılması gerekenler planlanırken de çıkış noktası olarak sürdürülebilirlik kavramı ele alınıyor.

Nedir Bu Sürdürülebilirlik?

Bundan tam 30 yıl önce 1987 yılında Birleşmiş Milletler Gro Harlem Brundtland başkanlığında bir rapor yayınlamıştır. Brundtland raporu olarak da bilinen bu yayının başlığı “Ortak Geleceğimiz” olarak belirlenmiştir. İşte sürdürülebilirlik kavramı ilk kez bu raporda insanlığa duyurulmuştur.

Bahsi geçen raporda sürdürülebilirlik bütün yönleri ile ele alınmış ve en basit tabir ile, bugünün kaynaklarını tüketirken gelecek nesillerin kaynaklarına zarar vermeden ilerlemek olarak tanımlanmıştır.

sürdürülebilirlik

30 yıldır hayatımızda var olan bu kavram başlangıçta sadece üniversite sempozyumlarında veya konferanslarda dile getirilmekteydi. Fakat artık günlük hayatımızda da karşımıza sık sık çıkıyor. Hatta hayatımızı ister istemez bu eksende şekillendiriyoruz. Gereksiz olduğunu düşündüğümüz ampulleri söndürmemiz, geri dönüşüm kutularına attığımız atıklar, topu taşıma araçlarına rağbetin artması gibi artık alışkanlığa dönüşen bu hareketlerimiz sürdürülebilirlik kavramı sayesinde hayatımıza girmiş durumda.

Tüketim çılgınlığı gibi bulaşıcı bir hastalığın pençesinde hayatta kalmaya çalıştığımız 21. Yüzyılda alışkanlıklarımızdan vazgeçip gezegenimizin geleceğini düşünerek hareket etmek oldukça zor gelebilir. Zaten birey olarak bizlerin çöpleri yere atmaması ile de sürdürülebilirlik sağlanmış olmaz. O nedenle de bu kavramın daha geniş alanlara yayılması gerekir. Sürdürülebilirlik hala mümkün mü değil mi tartışılmaya devam ettikçe veya sadece bireysel önlemler ile ele alındıkça gelecek nesiller tehlike altında kalmaya devam edecektir.

Sürdürülebilirlik İçin Neler Yapılabilir?

Dünya üzerinde yaşayan her bireyin gezegen hakkında söz sahibi olmaya hakkı vardır. Fakat bu hak aynı zamanda gezegen adına bir sorumluluk almayı da gerektirir. Dolayısı ile bireylerin ötesinde bu sorumluluğun daha kalabalık topluluklara yayılması gerekir.

Kyoto Protokolü gibi örnekler fazlalaştırılmalı ve içeriği konusunda uluslararası kuruluşların daha şeffaf olması gerekir. Ayrıca her devletin sürdürülebilirlik üzerine inşa ettiği politikalar olmalıdır. Şirketler ve sivil toplum kuruluşları da bu konuda çalışmalarını daha etkin bir hale getirmelidir. Özellikle gıda ve enerji alanında ekonomik güçler savaşı mutlaka son bulmalıdır.

Bu gereklilikler ışığında sürdürülebilirlik hala mümkün mü siz karar verin.

Yazar Hakkında

Ekolojist

Ekolojist.net - Çevreci Haber Sitesi