Mavi ışık 380 ile 500 nm arasındaki mavi ışık bileşenlerinden oluşan, yüksek enerjili görünür bir ışıktır. Özellikle 380 ile 440 nm arasındaki mavi-mor dalga boylarının insan sağlığına zararlı olabileceği düşünülmektedir. Fabretinitin, yani gelen yüksek enerjili ışık nedeniyle insanlarda retina hasarı oluşturabilir. Özellikle kullanılan elektronik aygıtlardan çıkan mavi ışık, ekrandaki içerikleri görmemizi sağlamasının yanı sıra ciddi problemlere de yol açabilmektedir.
Mavi Işık Nedir?
Gözümüzün retina dediğimiz kısmında sinir hücreleri vardır. Bu hücreler ışığı ve gördüğümüz görüntüleri elektrik sinyallerine çevirmede rol oynar. Gözümüzdeki sinir hücreleri bu işlemi sadece retinal moleküller ile gerçekleştirebilir. Retinal ise bir tür A vitaminidir. Kısacası ışığın elektrik sinyallerine dönüşmesindeki etken madde retinaldir. Mavi ışık ise güneşten de alabildiğimiz, hem iyi hem de kötü türü olan bir ışıktır.
Faydalı olan mavi ışığa vücudumuzun ihtiyacı vardır. Örneğin; göz bebeği reflekslerini kontrol edebilme, dikkat ve odaklanma gücünü arttırma, uyanma-uyuma düzenini ayarlama ve gün boyu zinde kalmamızı sağlamak gibi özellikleri vardır fakat biz bu ışığı gün içinde güneşten yeteri kadar aldığımız için, elektronik aletlerden yayılan mavi ışık sağlığımıza zararlı olabilmekte. Günümüzde kullanılan birçok teknolojik cihazda zararlı dediğimiz mavi-mor renkli yüksek enerjili ışık yayar. Cihaz ekranlarının dalga boyu kısa olarak ayarlandığı için de günışığından daha çok mavi ışık içererek melatonin hormonu salgılamamıza engel olabiliyor.
Tolado Üniversitesi mavi ışığın gözle ilişkisi hakkında bir araştırma yaparak çok ciddi sonuçlar elde etti. Araştırmacılar mavi, kırmızı, sarı ve yeşil ışıkta retinali inceleyerek retinalin tepkimeye girdiğini gözlemlediler. Özellikle mavi ışığın gözümüzdeki sinir hücrelerini öldüren kimyasal moleküller salgıladığını kanıtladılar. Gözümüzdeki sinir hücreleri öldüğünde tekrar kendini yenileyemez bu da mavi ışığın ne kadar tehlikeli olabileceğini kanıtlamaktadır. Gözdeki sinir hücrelerinin ölmesi sonucunda ise görme zorlukları ve birtakım hastalıklar meydana gelebilmektedir. Moleküler dejenerasyon dediğimiz, insanların ileriki yaşlarında da ortaya çıkabilmekte olan bu hastalık, mavi ışığa maruz kalındığında hızlanabilmektedir.
Öte yandan mavi ışık bununla sınırlı kalmıyor. Vücudumuzun diğer sinir hücrelerini de etkileyebiliyor. Retinali bazı hücrelerle karşılaştıran bilim adamları; kanser hücrelerinin , kalp hücrelerinin ve nöronlarında tıpkı gözümüz gibi etkilenebildiğini söylüyor.
Mavi Işıktan Korunmak İçin Ne Yapılmalıdır?
Bilim adamları gözün sinir hücrelerini koruyabilecek bir maddenin olduğunu öne sürüyor. Vücudumuzda bulunan alfa tokoferol, gözdeki sinir hücrelerini koruyabilir. Diğer bir yandan, E vitamini ve antioksidan olan alfa tokoferol, yaş ilerledikçe ve bağışıklık sistemi zayıfladıkça koruyucu etkisinin azaldığı görülüyor. Bu maddeyi bazı yiyeceklerden almakta mümkün. En çok badem ve ayçekirdeğinde bulunsada; brokoli, domates, kuşkonmaz, domates sosu ve ayçiçek yağı gibi gıdalarda da bulunuyor.
Gözümüzü korumanın diğer bir yolu ise güneş gözlüğü kullanmak. Uv ışınlarının etkisini böylece azaltabilirsiniz. Karanlıkta, uyumadan önce elektronik cihazlara bakmaktan da kaçınmak gerektiği belirtiliyor.
Düşüncelerinizi Paylaşın