Dünyanın teknoloji devlerinden olan Japonya’da rüzgar enerjisi kullanımda bir yenilik daha! Yüzen hava alanlarına yeni alışmıştık ki Japonya yüzen rüzgar türbinleriyle tekrar şaşırtıyor.
Japonların yaptığı dev yüzen türbin projesine göre ülke 7 MW bir enerji üretmeyi amaçlıyor. Denizden 32 kilometre uzaklıkta 104 metre uzunluğunda ve üç kanatlı türbinin bir pervanesi 80 metre. Ülkede sıklıkla meydana gelen tsunami dalgalarında da dayanıklı olması hedeflenen türbin için 20 tonluk deniz içi sabitleyiciler kullanılıyor.
NBC ye konuşan proje mühendisi Atsushi Shimizu “Projede yer alan türbin, teknik özellikleri açısından dünyanın en büyük yüzer rüzgar türbini. Proje için üretilen rüzgar türbini ve deniz altı destekleyici ekipmanların yaklaşık 20 metre uzunluğunda dalgalara karşı sağlam kalabilir” diye konuştu. Ayrıca mühendis ürettiği bu rüzgar türbinlerinin güneş enerjisiyle üretilenden daha etkili olduğunu da söyledi.
Cihaz, kısaca havanın dönen bir cisim etrafından dolanması ve aynı anda basınç uygulaması olan, magnus etkisiyle çalışıyor. Türbin etrafındaki “kanatların” dönerek hareket üretmesine izin veriyor. Merkez çubuk sıkılıp gevşetilerek, kanat hızları ayarlanabiliyor.
Avrupa’dan ithal edilen farklı rüzgar türbinlerinin Japonya’nın iklimine uygun olmadığını, yeni üretim rüzgar türbinlerinin her yöne dönebilen yapısıyla tayfunlara da daha dayanıklı olduğunu ekledi.
Milyon dolarlar yatırıldı!
Türbinin değerinin 401 milyon dolar olduğu söyleniyor. Projeye hükümet haricinde yerel şirketlerin de yatırım yaptığı biliniyor.
2011 yılında gerçekleşen tsunami sonucunda yaşanan Fukuşima faciasından sonra birçok nükleer santral kapatılmıştı. Ülkenin artan elektrik ihtiyacı ve nükleer santrallerin tehlikesinin farkına varmasıyla yenilenebilir enerji kaynağına talep arttı.
Peki Japonya’daki rüzgar enerjisinin kullanım amacı ne?
Yaşanan Fukuşima faciası Japonya haricinde birçok ülke için ders niteliğinde oldu. Nükleer enerji santrallerinin oluşan tehlikesi ve doğaya verdiği zarar yadsınamaz bir gerçek.
Japonlar Neyi Hedefliyor?
Yaşanan faciada açığa çıkan enerji talebini karşılamak için 90 milyon ton LNG talebinde bulunan Japonya hükümetinin hedefi bu açığı tamamen ortadan kaldırmak. Atılabilecek en doğru adımlardan birini atan hükümet, gözünü yenilenebilir enerji kaynaklarına çeviriyor. Yapılan yatırımların karşılığının çok kısa sürede alınması bekleniyor.
Aynı zamanda üretilen elektrikle Japonya’nın 50 yıllık enerjisi karşılanabilir.
Neden Rüzgar Enerjisi?
Projeyi üreten Japon mühendisler ülkelerinin konumu gereği rüzgar enerjisinin daha kullanışlı olduğunu söylüyorlar. Aynı zamanda pek çok ülkenin olduğu gibi Japonya’nın da temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Özellikle teknoloji ve sanayi devi olan Japonya’da yıllık enerji ihtiyacının karşılanabilmesi pek de kolay değil. Ülke çapında sıklıkla yeni enerji kaynağı arayışı oluyor.
Nükleer enerji gibi tehlikeli, çevre düşmanı ve ekonomik açıdan ülkeyi zorlayacak enerji türleri de deneniyor. Ancak ülkenin tekrar coğrafi konumu yüzünden sürekli maruz kaldığı deprem ve tsunami gibi felaketler bu tür enerji kaynaklarını daha da tehlikeli hale getiriyor.
Ne kadar Japon teknolojisi de olsa maalesef tehlikesinden ödün vermeyen bu enerji kaynağı ülkemiz için de son derece kötü sonuçlar doğurabilir.
Sadece Japonya’da mı?
Rüzgar gücüyle enerji üretebilmek tabii ki sadece Japonya’ya özgü değil. Hatta denize konumlandırılmış rüzgar türbinlerini denize konumlandırmak da. Ancak bu ülkenin diğer pek çok ülkeden farkı, bu kadar enerji açığı oluşan bu ülkede bile yenilenebilir enerjilerin kullanılabileceğini, hatta yapılan yatırımların da asla fuzuli olmayacağını göstermiş bulunmakta.
Yine kendi ürettikleri ve ülkelerine göre birçok değişiklikle icat ettikleri bu rüzgar türbinleri bizim için bir örnek olmalı. Japonya gibi nükleer enerji santrallerini dahi kendi kurabilen bir ülkenin, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş olmasının bir sebebi olmalı.
Biz de Japonya’da rüzgar enerjisinin yükseliyor olmasından kendimize pay çıkarmalı, uzun dönemde ülkemizin hem ekonomisiyle hem de doğayla ilişkisiyle barışmasını sağlamalıyız.
Düşüncelerinizi Paylaşın