Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2018 yılı verileri de geldi. Yaşanabilir çevreci bir toplum modelini tüm misal örnekleri baz alarak değerlendiren BM teşkilatına bağlı örgüte göre Türkiye’de Artvin ili dışındaki tüm illerin havası “kirli.” Bu da insanların bu illerde kirli hava soludukları ve de yaşam ömrünü düşürdükleri anlamına geliyor. Bunun yanı sıra ortalama yaşam ömrünün kısalmasıyla beraber insanların manevi anlamda da karbondioksit gazının neden olduğu stres, sinir ve benzeri tüm hastalıkların da başlatıcısı olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu da son derece kritik bir yıl sonu değerlendirmesi olma özelliği taşımakta.
Çanakkale Termik Santrallerinin Hava Kirliliği
Çanakkale’nin Çan ilçesi termik santraller bakımından yeni açılan üretim tesisleriyle zaten kirli olan havanın daha da kirlenmesine fırsat veren illerin başında gelmekte. Buradaki termik santrallerinin yaydığı karbondioksit gazları her yaş grubundan insanın solunum hastalıklarıyla karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Bunun önüne geçilmezse Türkiye’de ortalama yaşam ömrü düşecek ve yaşam kalitesi de ciddi oranda azalış gösterecek. Bu nedenle yetkililere bu konuda çok büyük sorumluluk düşmektedir. Endüstriyel üretimlerin kent dışına taşınması veya doğal üretim alternatiflerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Her Yıl 32.000 İnsan Ölüyor
Dünya Sağlık Örgütü raporunda ayrıca sayıyla da açıklanan bilimsel bir veri daha dikkat çekici. Öyle ki ülkemizde her yıl tam 32 bin vatandaş kömür santrallerinden çıkan karbondioksit gazı nedeniyle yaşamını yitiriyor. Elbette bu durum çok feci bir olay. Eğer bunun önü alınmazsa her yıl tam 32 bin vatandaş hayatta olmayacak anlamına geliyor. Bu da nitelikli insan sayısının ve ortalama yaşam ömrünün giderek azalacağı ve Türkiye’nin ilerleyen yıllarda genç nüfus olmaktan çıkacağı anlamına dahi gelebilir. BM teşkilatına bağlı Dünya Sağlık Örgütünün bu uyarıları kesinlikle dikkate alınarak tüm gerekenlerin bir an önce yapılması ve çevreci toplumların uyguladıkları endüstriyel üretim modelinin ülkemizde de yaşatılması gerekmektedir. Ancak böyle yapıldığı takdirde tertemiz yeşil alanlar meydana gelebilecek. Bu da insan ömrünün yaşam kalitesini yükseltecek.
Düşüncelerinizi Paylaşın